Doğru yoktur

Her insanın kendi doğruları vardır. Örneğin bir dine inanıyorsanız o dinin söylediklerinin doğru olduğuna inanmalısınız çünkü sizlere öyle öğretilmiştir. Ayrıca dinlerin de “gerçek” dediği kavramdan hareketle doğruluğuna hak verirsiniz. Çünkü düşünün bir peygamber olmak için mucize göstermek gereklidir. Örneğin bir mucize gösteremiyorsanız size kimse inanmaz doğal olarak. İnsanlık sanıldığı gibi rönesanstan sonra akıllanmadı örneğin sokrates’in, aristo’nun yaşadığı tarihler hristiyanlıktan ve islamiyetten önceki tarihlere tekabül eder. Yani düşünmenin önünde teknolojik imkansızlıklar engel değildir. Çünkü teknoloji de düşünce ile olan bir olgudur. İnsanların düşüncesi şartlara göre değişir ve doğruları da şartlara göre oluşur. Örneğin 1000 sene önce birisi “kölelik kalkacak” dese ona herkes gülerdi fakat günümüzde klasik anlamıyla kölelik kalmamıştır. Yani zaman doğruları da değiştirir. Hatta dinleri bile. Evet yanlış okumadınız kaynakları bugüne kadar hiç değişmemiş olan islamiyet bile zaman içinde farklı yorumlar almıştır. Örneğin şeyhülislam ebu suud efendi kanuni sultan süleyman zamanında “kahve haramdır” fetvası vermiştir fakat daha sonraki şeyhülislamlar zamanında “kahve haram değildir” fetvası çıkmıştır. İşte bunu dinin zaman içerisinde yorum olarak değiştiğine örnek gösterebiliriz. Yani doğru kavramı dinsel yorumlar için bile farklılık gösterebilirken biz nasıl olur da “benim doğrum kesin doğrudur” diyebiliriz?(metinin değil yorum farkının değişikliği söz konusudur. Kuran’da kahve haramdır yazmaz. Yani bir dönem alimler icma ve kıyas yöntemiyle bu görüşte olmuşlar sonra görüşlerini düzeltmişlerdir. Doğru bilgiye ulaşamayan mümine hesap sorulmaz) İhtimal diye bir şey vardır. Doğru olmama ihtimali de %50’dir. Yani doğru kavramı da göreceli bir kavramdır diyebiliriz. Sizin için doğru olan başkası için safsata olabilir ve bu gayet doğal bir durumdur çünkü 7 milyar insan varsa 7 milyar ayrı fikir olmak zorundadır.

Log out of this account

Leave a Reply